KÖTÜ DAVRANIŞLAR KARŞISINDA DUYARSIZ KALMAYALIM
Yüce Allah (c.c.), İslam dinini insanları iman ve ibadete yönlendirmek, onları iyiye ve doğruya yöneltmek, kötülüklerden sakındırmak için göndermiştir. Dolayısıyla İslam dininin temel amaçlarından biri, toplumda iyiliklerin hâkim olmasını, kötülüklerin de en aza indirilmesini sağlamaktır. Nitekim bir ayette, “Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (1) buyrulur. Yüce dinimiz, insanların iyilik yapmasını ve kötülülükten uzak durmasını yeterli görmez. Bunun yanı sıra mümine, iyiliklerin çoğalması için çaba harcamasını, kötülük gördüğünde ise buna engel olmasını emreder.
Müslüman, iyiliği emredip kötülükten alı- koyma görevini yaparken kendisini unutmamalıdır. Bu konuda öncelikle kendisi söz ve davranışlarıyla çevresine örnek olmalıdır. Rabb’imiz (c.c.) böyle davranan önceki din mensuplarına şu uyarıyı yapmaktadır: “(Ey bilginler!) Sizler kitabı (Tevrat’ı) okuduğunuz (gerçekleri bildiğiniz) hâlde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmı- yor musunuz?” (1) Kötülükler zamanında engellenmezse yaygınlaşır. Sadece kötülüğü yapana değil, bütün topluma zarar verir. Bu sebeple Müslüman, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” anlayışında olmamalıdır. Kendisini ilgilendirsin ya da ilgilendirmesin, kötülükler karşısında sessiz kalmamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda bizleri şöyle uyarmıştır: “Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse kalbiyle ona buğz etsin ki bunu yapmak, imanın en zayıf derecesidir.” (2) Bizler dinimizin emir ve tavsiyelerine uyalım, kötülükler karşısında sessiz kalmayalım. Gücümüz ölçüsünde kötülüklerin, çirkinliklerin, günahların azalması için çaba harcayalım. Yeryüzünde iyilik ve güzelliklerin çoğalması için gayret edelim. Bu amaçla oluşturulmuş faaliyetlere destek olalım.